Bolat: 'GSYH rekorunu yeniledi'

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat; gayri safi yurtiçi hasılanın 2025 yılının ilk çeyreği itibariyle ile 1 trilyon 371 milyar dolara yükselerek tüm zamanların milli gelir rekorunu yenilediğini kaydetti.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat; ASKON Kayseri Şube Başkanı olduğu dönemde Ali Özcan tarafından başlayan Kültepe Ekonomi Zirvesi'ne katıldı. Burada konuşan Bakan Bolat; Kayseri'nin ihracatta önemli bir yerde olduğunu kaydederek, "Kayseri ilimizin ihracatımızda önemli bir yerde olmasından büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Nitekim 2024 yılı itibari ile Kayseri ilimizin faaliyet iline göre ihracatı 3,64 milyar dolar olmuştur. Merkez illerine göre ihracatı ise 3,75 milyar dolar olmuştur. 2024 Ocak-Mayıs döneminde ise ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,0 artışla yaklaşık 1,6 milyar dolar olmuştur.
Ticaret Bakanlığı olarak, gerek verdiğimiz devlet destekleri ile gerekse ihracatta sağladığımız kolay ve uygun maliyetli finansman imkanları ile Kayserili ihracatçılarımızın yanında güçlü bir şekilde olduğumuzu ifade etmek isterim. Kayseri ilimize mal ihracatı kapsamında, 2024 yılında 292,6 milyon TL, 2025 yılında ise halihazırda 50 milyon TL destek sağladık. Yine hizmet ihracatına sağladığımız destekler çerçevesinde, Kayseri'de bilişim, eğitim, lojistik ve sağlık turizmi sektörlerinde faaliyet gösteren yararlanıcılara 6,3 milyon TL destek ödenmiştir. 2024 yılında Kayseri'nin ihracatına Eximbank tarafından toplamda yaklaşık 1 milyar dolar tutarında finansman desteği sağlanmıştır" ifadelerini kullandı.
"Gayri safi yurtiçi hasılamız 2025 yılının ilk çeyreği itibariyle 1 trilyon 371 milyar dolara yükselerek tüm zamanların milli gelir rekorunu yenilemiştir"
Gayri safi yurtiçi hasılaya değinen Bakan Bolat; "2023 yılında tarihimizde ilk kez 1 trilyon dolar eşiğini aşarak, 1 trilyon 130 milyar dolara ulaşmıştı. 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla ise 1 trilyon 371 milyar dolara yükselerek tüm zamanların milli gelir rekorunu yenilemiştir. Diğer taraftan kişi başı gelirimizi 3 bin 600 dolar seviyesinden 15 bin 463 dolara yükselttik. 2025'in ilk çeyreğinde ise kişi başına gelirimiz 15 bin 971 dolara ulaştı. Öte yandan 2025 yılı birinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi 19 çeyrektir üst üste büyümeye devam etmiştir. 2025 yılının ilk çeyreğinde GSYH geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 2,0 artmıştır. Son 22 yıllık dönemde ise yıllık ortalama büyüme oranımız yüzde 5,3 olarak gerçekleşti. Diğer yandan 2025 yılı ilk çeyreğinde GSYH, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 1,0 artmıştır. Burada da net mal ve hizmet ihracatının katkısı 1,1 yüzde puan olmuştur" şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin; dünya üretimi ve ticaretindeki ağırlığında ve uluslararası doğrudan yatırımlardaki payında ciddi artışlar yaşandığını memnuniyetle ifade etmek isterim" diyen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat; "Birçok sektördeki üretim ve ihracat kapasitesinin ve dinamizminin bir sonucu olarak Türkiye'nin küresel mal ihracatındaki payı 1980'den bu yana 7,7 katına çıkmıştır. Bu, uluslararası pazarlara entegrasyonumuzun derinliğini ve ihracat odaklı büyüme stratejimizin etkinliğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. 1973 yılında yılda 1 milyar dolar, 1987 yılında ayda 1 milyar dolar, bugün ise günde 1 milyar dolar ihracat hacmine ulaşan bir büyüklüğe ulaştık. Böylece, 1980'de yüzde 0,14 ve 2002'de yüzde 0,55 seviyelerinde bulunan küresel mal ihracatından aldığımız pay 2024 yılı itibarıyla yüzde 1,07'ye yükselmiştir. Küresel mal ihracatındaki payımızdaki artışın yanında küresel hizmet ihracatındaki payımızda da artış yaşanmaktadır. Türkiye, 2024 yılında küresel hizmet ihracatında aldığı yüzde 1,32'lik pay ile dünya hizmet ihracatında 22. sırada yer almıştır. Yine uluslararası doğrudan yatırımlardaki payımızda da belirgin artışlar olduğu görülmektedir. 2002 yılında yüzde 0,18 seviyesinde olan küresel doğrudan yatırımlardaki payımız 2023 yılı itibari ile yüzde 0,78'e yükselmiştir" diye konuştu.
Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelere değinen Bolat, "Son yıllarda, küresel ekonomi ve ticaret; dijital ve yeşil dönüşüm, yükselen jeopolitik riskler, artan korumacı sanayi ve ticaret politikaları gibi etmenlerle çok boyutlu bir şekilde yeniden biçimlenmektedir. Bilindiği üzere, ABD yönetiminin gümrük tarifelerini stratejik bir araç olarak kullanmaya başlaması ve artan korumacılık eğilimleri, küresel ekonomi ve ticaret üzerinde önemli bir belirsizlik kaynağı oluşturmuştur. Tüm bu gelişmeler neticesinde Ekim 2024'te 148 olan Küresel Ticaret Politikası Belirsizlik Endeksi ise Nisan ayında ortalama 1.151 seviyelerine kadar yükselmişti. Bu seviye, ABD Başkanı Trump'ın ilk dönemi ile Kovid-19 döneminde ulaştığı rekor düzeyleri aşmıştır. Son dönemde ikili görüşmelerden gelen olumlu haberler ile Mayıs ayında ortalama 723 seviyesi ile Nisan ayına göre gerilemekle birlikte belirsizliklerin halen çok güçlü seyrettiği dikkat çekmektedir. Yine de bu belirsizlik ortamında uluslararası kuruluşlar gerek küresel ticaret hacmi gerekse büyümeye yönelik beklentilerinde aşağı yönlü revizeye gitmiştir. Nitekim, son açıklanan Dünya Ticaret Örgütü tahminlerinde, dünya mal ticaret hacminin 2025 yılında yüzde 0,2 oranında daralmasını beklemektedir. Bu tahmin, Ekim 2024 tahminine göre 2,9 yüzde puan aşağı yönlü revizeyi yansıtmaktadır. 3 Haziran'da açıklanan son raporda OECD de, küresel büyüme tahminini aşağı yönlü revize etmiş; küresel ekonomide 2024 yılında kaydedilen yüzde 3,3'lük büyümenin ardından, 2025 ve 2026 yıllarında büyümenin yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleşmesinin öngörüldüğü belirtilmiştir. OECD'nin Mart ayında yayımladığı Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu'nda ise 2025 yılı için yüzde 3,1 ve 2026 yılı için yüzde 3 büyüme tahmininde bulunulmuştu" dedi.
"Küresel ölçekteki olumsuz şartlara rağmen Türkiye ekonomisi AB ve OECD ülkelerine kıyasla pozitif ayrıştı"
Küresel ölçekteki olumsuz şartlara rağmen Türkiye ekonomisinin AB ve OECD ülkelerine kıyasla pozitif ayrıştığını dile getiren Bakan Ömer Bolat; "Türkiye, son on yılda OECD'nin en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmuştur. Buna paralel olarak, Türkiye son on yılda OECD ülkeleri arasında ihracat hacmini de en hızlı artıran ülkelerden biri olmuştur. Küresel ekonomik dalgalanmalara rağmen elde edilen bu başarı, Türkiye ekonomisinin dinamik yapısıyla direnç kapasitesinin ve şoklara uyum yeteneğinin önemli bir göstergesidir" şeklinde konuştu.